Diyanet’in verilerine göre ülkemizde ortalama 90 bin kadar cami bulunuyor. Bu camilerin belirli bir oranı, tarihsel dokusuyla dikkat çekiyor. Geçmişinde gerçekten de upuzun bir tarihin demeçlerini taşıyor. Şunu biliyoruz ki, Osmanlı dönemi yapılan cami yapılarının mimarileri –Mimar Sinan’ın adını anmamak olmaz- parmaklarla gösterilmiştir. Bugüne kadar bu yapıların birçoğu da taşınmıştır.
Yani camiler sadece toplu ibadet yaptığımız herhangi sıradan bir mabet şeklinde tanımlanmamalıdır. Tabii ki bu özelliğiyle bile aslında bu mekanların yüceliğine ilişkin bir açıklama belirtmiş oluyoruz. Ama camilerin aynı zamanda estetik açıdan, mimari açıdan, tarihsel açıdan önemli yerleri bulunmaktadır. Bu yüzden mimari perspektiften, iç mimarisinden, akustik detaylarından da özel olarak bahsetmeli, bu teknik detaylara uyumlu birtakım kararlar almalıyız.
Bu yazımıda cami halısı değiştirmek isteyen kişilere dikkat edilmesi gerekenlerden bahsetmek isteriz. Tercih edilecek olan halılar, tarihsel dokuyla örtüşmeli, kontrast oranlarına uyum sağlamalı, renk-desen bütünlükleriyle atmosferi tamamlayacak bir unsur olmalıdır. Aykırı düşecek desenler içermemelidir.
Halı değişiminde iklim şartlarını unutmamak gerekiyor. Soğuk iklim şartlarında yer almakta olan bir camiye yün cami halısı çok daha uygun olacaktır. Eğer sıcak iklim şartlarında bulunuyorsanız da terletmeyen özelliği sebebiyle elbette ki akrilik cami halısı tercih seçeneği olmalıdır. Dayanıklı, kaliteli, sık dokunmuş olan halıların tercih edilmesi uzun ömürlü kullanım için de yine elzem şartlardan bir tanesidir.
Reklam Alanı
Yorum Yok